İnsanların kendini beğenmesi ile ilgili bir soru sorulduğunda dedi ki;

e

Şeytan da pek fazla bilgiye sâhipti. Mantık yürütmek sûretiyle, (Allah’a)ateşin(yani kendisinin) topraktan(yani insandan) daha hayırlı olduğunu iddiâ etti. Halbuki meleklere hocalık(öğretmenlik) yapıyordu. Sonunda kendi nefsinin üstün olduğunu söyleyip kibirlendi. Böylece Allahü teâlânın gadabına(öfkesine) uğradı ve lânete müstehak oldu. Ebedî olarak rahmet dergâhından kovuldu. Ey oğlum! Sakın! Çok sakın! İyi ibâdetlerine, yüksek ilmine aldanma. Çünkü Bel’âm-ı Baûrâ ve Bersisa, en çok ibâdet edenlerdendiler. Fakat sonunda, nefs ve şeytana uyarak dünyâ’ya bağlandılar. Âhiretlerini ziyân ettiler.

Bilgisizlik ölümdür. Allahü teâlâ ilim verdikçe (insanda)canlanma başlar. Her bilgi bir vebâldir. Bu vebalden kurtulmak amel etmekle(uygulamakla ve insanlara anlatmakla) mümkün olur. Her amel fayda vermez. Fayda vermesi Allahü teâlâ (istediği)için yapılmaya bağlıdır. İhlâs(yalnızca Allah emrettiği için yapmak) elde edilmedikçe, kurtuluşa erilmez.

 

Kaynak: Evliyalar Ansiklopedisi / Seyyid Ahmed Rıfâî (Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun, sırrı mukaddes kılınsın)