Özellikle yenileri(davranış şekilleri/ ahlak/yaşam şekli) henüz kalıplaşmamış iken, eski kalıplara geri dönmek çok kolay” der Erika Myers. Değişim zordur, unutma ki bu yeni alışkanlıkları kazanmak zaman alır ama sonrasında kolay vazgeçemeyeceğin bir ahlakın olur. Güzel ahlak kazanmamız temennisiyle..

Allah’ın lütfu ve yardımıyla iyi ve güzel olan eğilimlerimiz biz de güzel ve kalıcı mahsüllere dönüşür.

“Sakın görünüşe aldanma, görünüşte herkes insandır” der Mevlana Celaleddin sırrı mukaddes kılınsın. İnsan dediğin siret’ten ibarettir

İnsanın hayatı süresince davranış şekilleri, halleri, yaşam içerisinde yürüdüğü yol, âdetleri(alışkanlıkları), ahlâkı, seciyesi(huyları-karakteri) onun sîretidir ve sireti ile diriltilecektir. Bütün bunlardan daha da önemlisi siretiyle yaşam sürer. İstekleri ve arzularıdır onun siretini hayvanlaştıran, şeytanlaştıran yada Eşref-i mahlukat yapan..  İnsan, hem başka insanların aynası olup hem de kendi içindekileri dışına yansıtan bir ayna taşır. Mısır evliyasından…

İnsan olarak, bizi ilgilendirmeyen konularda düşünmemeyi ve konuşmamayı alışkanlık haline getirmeli, lüzumsuz ve boş olan her şeyi terk etmeliyiz.

Biraz lezzet, biraz tefekkür ve şükür yalnızca Allah’a mahsus’tur.

Yapmadıklarımızdan ve yaptıklarımızdan dolayı pişman olacağımız bir zaman gelecek. Geç olmadan rüzgarı arkanıza alın ve demir alın.

Hayatınızda veya kendinizde bazı şeyleri değiştirmek isteyenleriniz vardır. Değişimleriniz iyi ve hayır yönünde olmalı. Kaç yaşında olduğunuzun ve bundan önce ne yaptığınızın bir önemi yok çünkü Allah’ın kapısı her daim açık. Peki nereden ve nasıl başlamalı bu değişim? İş dünyasında kalite yönetim sisteminde Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler vardır, her insan bunu kendisi için de uygulayabilir….

Hile, bir insanın karşısındakini veya bir kurumu “kasıtlı olarak” yanıltması ve aldatmasıdır. İlk hile yapan ise şeytandır. Hile yapan her insan şeytanın grubundadır.

Hile ile iş yapan üzüntü veya sıkıntı ile can verir. Şüphesiz hile yapan insan, şeytanın sonunda gideceği yer neresi ise o da aynı yere gidecektir.  Peki neden? Çünkü Fahr-i Kainat Peygamberi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, hile yapanın kendi ümmetinden olmadığını bildirmiştir. (bknz. Buhârî, “Îmân”, 164; Tirmizî, “Büyûʿ”, 72; Ebû Dâvûd, “Büyûʿ”, 50) Muhammed…

İnsanlara daima iyi muamelede bulunmayı alışkanlık haline getirmek lazım..

Rabbimiz’in bizlere sunduğu zengin ikramları ile biraz lezzet, biraz tefekkür ve Allah’a şükür..

İnsanlar bir şeyi anlamadıkları anda onu yanlış anlamaya başlarlar.

Dinlemeyince anlamayan bir insan yada topluluk oluruz. “Her söz, ancak o sözü dinlemekte olan insanın algıladığı kadar bir anlam taşıyabilir.” demiştir John Ruskin Her insanın algısı niyetlerine ve öğrendiklerine göre değişkenlik gösterebilir. Duymak istemeyen kadar kötü sağır yoktur. “İnsan kulağıyla gelişir; duya duya canlanır. Hayvansa boğazıyla, yemekle-içmekle gelişir.” der Mevlana Celaleddin-i Rumi sırrı mukaddes kılınsın…

İffet, özgürlüğün anahtarıdır.

Özgür olmak isteyen kişinin öncelikle esaret altında olduğu tutkularının baskısından kurtulması gerekir. İbn Miskeveyh, iffet erdemini kazanmış insanın, tutkularına köle olmaktan kurtulup özgürleşeceğini belirtir. Sözlükte “haramdan uzak durmak, güzel olmayan söz ve davranışlardan sakınmak” anlamında olan ‘İFFET’, en önemli erdemdir. Ayrıca; Yeme- içme ve cinsî arzu konusunda ölçülü olmak, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın…

“Hiç kimse, başka birinin sırtındaki yükün ağırlığını bilemez” demiştir George Herbert

George Bernard Shaw ise; “Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse, derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa bütün öteki tanıdıklarım, benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler.” demiştir Bir çok insanın ön yargıları veya su-i zan(insanın başkası hakkında kesin olmayan bilgiyle olan kuşkulu-ithamlı-kötü-olumsuz düşünceleri) genel olarak hissi bir davranış şeklidir. Bu hisler ya…

Sarhoşluk veren içeceği içmeyi âdet edinen..

Allahü Teala ondan razı olsun, meşhur hadis alimlerinden olan Abdülazîz Revvâd hazretleri başından geçen ibret verici bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır: Medîne-i münevverede idim. Bir gece Mescid-i Nebî’ye gidiyordum. Bir kadın telaşla yaklaşıp; “Ey efendi! Eğer sevab kazanmak istiyorsan yardıma gel! Şurada bir hasta var can çekişiyor, ölmek üzere. Yanındakiler hep kadın. Bir erkek yok ki,…