Nihayetsiz güç ve kudretiyle mahlukatına hududsuz nimet ve ihsanda bulunan Allah, her şeyin idare ve tedbirini sonsuz ilmi ve hikmetiyle en mükemmel şekilde yapan El Kuddüs’tür.

Yeryüzünde ne varsa tamamını sizin için yaratan, sonra göğe yönelerek onları yedi gök olarak tamamlayıp düzene koyan O’dur ve O’, her şeyi hakkıyla bilmektedir. ﴾Bakara suresi, 29.ayet﴿ “İnanç/din, bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde(din/inanç) başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.” demiştir Özer Ozankaya Allah, ayetlerinde bizlere bilmemiz ve üzerinde…

Dünyadaki yaşam, onun devamına bağlı..

Yaşam, hayatta kalmak ve gelişmek için tatlı suya ihtiyaç duyar. Antik çağda yaşayan tüm canlılardan günümüz dünyasındaki insanlara kadar, yaşamla ilgili her şey için tatlı suya ihtiyaç vardır. Eski zaman insanlarının, yaşam alanlarını tatlı su kaynaklarının yanına kurmaları çok normal. Günlük yaşamımızda genellikle tuzlu suya ihtiyaç duymaz, tatlı su ile ilgileniriz. Ancak Dünya’nın suyunun neredeyse…

Dünya hayatı kısa ve geçicidir, bunun yanı sıra zamanı meşguliyetler doldurmaktadır fakat, dünya hayatı bizden önce yaşayan insanlara ne kazandırmıştır ki?

Bu dünya hayatının, ölen insanlara ne yaptığını görmek isteyen Antik şehirlere bakmalıdır şüphesiz… Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin (dünyada)kazandığı(günahlar-haramlar) yüzünden (cehennem gibi)mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona (Ne dünyada ne de öldükten sonra)Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kıyamet…

Tıpkı kar tanelerinin birbirine benzemediği ve her birinin farklı sanat eseri olduğu gibi, her birinin gökyüzünde benzersiz bir şekle ve konumda olduğu bulutların hayal dünyamızı süslemesinden de öte yaratılmasının bir amacı vardır

“Gerçek bir keşif yolculuğu, olanı yeni gözlerle görmek demektir.”  “İnanç/din, bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde(inanç/din) başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.” demiştir Özer Ozankaya Ozankaya ve onun gibi “din/inancın olduğu yerde cehaletin/bilgisizliğin” olduğunu savunan insanların aksine, Allah’ın izniyle bilim insanlarının araştırmalarının keşfinde edindikleri bilgiler, Allah’ın biz insanlara…

Hile, bir insanın karşısındakini veya bir kurumu “kasıtlı olarak” yanıltması ve aldatmasıdır. İlk hile yapan ise şeytandır. Hile yapan her insan şeytanın grubundadır.

Hile ile iş yapan üzüntü veya sıkıntı ile can verir. Şüphesiz hile yapan insan, şeytanın sonunda gideceği yer neresi ise o da aynı yere gidecektir.  Peki neden? Çünkü Fahr-i Kainat Peygamberi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, hile yapanın kendi ümmetinden olmadığını bildirmiştir. (bknz. Buhârî, “Îmân”, 164; Tirmizî, “Büyûʿ”, 72; Ebû Dâvûd, “Büyûʿ”, 50) Muhammed…

“Kur’ân, yeryüzünün tabiî olaylarını anlatırken, birinci sırayı suya verir.” Profesör Dr. Maurice Bucaille

“İnanç/din, bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde(inanç/din) başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.” demiştir Özer Ozankaya, buna karşınProfesör Bucaille, Tevrat İnciller Kur’an-ı Kerim ve Bilim kitabında bu hususta(özetle)şöyle devam etmiştir;  Kur’an-ı Kerim’de Allah, yarattıklarına verdiği nimetler üzerinde insanları düşünmeye yönelten deliller sunmakla birlikte, bu âyetler bilimin verileriyle karşılaştırmaya…

“O gece onu rüyâmda bir bahçe içinde gördüm. Bahçenin üzerinde yüksek bir kubbe, kubbenin altında bir taht üzerine oturmuştu”

Sırrı mukaddes kılınsın, Sahabe-i Kiramı gören ve evliyanın büyüklerinden olan Abdülvâhid bin Zeyd rahmetullahi aleyh anlatır; Bir defâsında deniz yolculuğuna çıkmıştık. Bindiğimiz gemi fırtınaya tutuldu. Sonunda dalgalar bizi bir adaya sürükledi. İnip dolaşmaya başladık. Puta tapan bir adama rastladım. “Neden bu puta tapıyorsun. Bu ne fayda ne de zarar verir!” dedim. “Siz kime taparsınız?” diye…

Şüphesiz ki Allah’ın her sözü doğru ve gerçekleşeceği kesin olandır.

Onlar yeryüzünde dolaşıp kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı?(baksınlar) Onlar kendilerinden(sayıca) daha çok, daha güçlü ve onların yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Fakat (kötü yönde)kazanmakta oldukları şeyler onlara bir fayda vermemişti(helak edildiler). (Mü’min suresi 82.ayet) Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var….